top of page
IMG_4618.jpg

PROF. DR.
MEHMET AKIN TARIM CERRAHİ KLİNİĞİ'NE HOŞGELDİNİZ

Önce Sağlık

Prof. Dr. Mehmet Akın Tarım Cerrahi Kliniği'ne hoşgeldiniz. 1997'den beri genel cerrahi uzmanı olarak çalışmaktayım. Yaklaşık son 10 yıldır özellikle tiroid, paratiroid ve meme hastalıklarının cerrahi tedavileri ile ilgilenmekteyim.

HAKKIMDA

Prof. Dr. MEHMET AKIN TARIM – Genel Cerrahi

(Profesörlük tarihi: 12 Aralık 2013)

16 Nisan 1967’de Heybeliada, İstanbul’da doğdum. İlkokulu Heybeliada İlkokulu’nda (1974-1978), Orta okulu Karamürsel Ortaokulu, Kocaeli’nde (1978-1981), Liseyi Gölcük Barbaros Hayrettin Lisesi, Kocaeli’nde (1981-1984) bitirdim. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanarak 1991’de doktor oldum.

 

UZMANLIK

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI

1991-1997

 Öğr.Gör.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI (Adana)

2001-2004

Yrd.Doç.Dr.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI (Adana)

2004-2008

Doç.Dr.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI (Adana)

Ocak 2008

Prof.Dr.

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI (Adana)

 Aralık 2013

İdari Görevler :

* Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Ünitesi Sorumlusu (2002-2011)

* Başkent Üniversitesi Adana Sağlık Meslek Yüksekokulu Müdür yardımcılığı ve Acil tıp teknisyenliği bölümü sorumlusu (2008-2018)

* Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Sorumlusu (2013 - 2018)

 

Bilimsel Kuruluşlara Üyelikler :

Türk Cerrahi Derneği

Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Derneği

European Burns Association

 

 

Tezim:

 

A Tarım, I Sayek, I Erdemli. “Effect of dexamethazone on hepatic vascular response in experimental sepsis” ANZ J Surg,75(1-2):76-9 (2005).

 

Yayınlarım:

Uluslararası (SCI ve SCI Expanded kapsamında) dergilerde yayımlanan makaleler : 38 yayın

Ulusal hakemli dergilerde yayımlanan makaleler : 35 yayın

Ulusal ve Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında basılan bildiriler : 81 Bildiri

 

 Eğitim ve Cerrahi Tecrübe:

Genel cerrahi alanında özellikle tiroid ve paratiroid cerrahileri, boyun disseksiyonları ve meme hastalıkları cerrahisi (meme koruyucu cerrahi)  ilgi alanlarımdır. Diğer genel cerrahi konularında da yeterli tecrübe sahibiyim.

 

Son 1 yıl içinde yaptığım (önemli) ameliyat sayıları:

(Toplam 362 ameliyat)

 

Anterior Rektum Rezeksiyonu: 4

Low Anterior Rektum Rezeksiyonu: 5

Sağ veya sol hemikolektomi: 8

Modifiye radikal mastektomi: 17

Segmenter mastektomi + sentinel veya axillar lenf nodu disseksiyonu: 28

Bilatateral  tiroidektomi: 236

Tamamlayıcı tiroidektomi: 15

Unilateral tiroidektomi: 13

İntraoperatif Sinir monitorizasyonu : 211

Paratiroidektomi :21

Unilat sürrenalektomi: 3

Retro-peritoneal tümör eksizyonu: 5

Whipple: 2

Trans diafragmatik ösefagus rezeksiyonu: 1

Total mide rezeksiyonu: 2

Boyun disseksiyonu: 5

 

 

İletisim

Cep Tlf: 0532 658 82 09

Muayenehane Tlf: 0535 5442525

e-mail: eatarim@hotmail.com

BİLGİLENDİRMELER-1

 

GEBELİK VE HİPOTİROİDİ

Genel olarak, hipotiroidizmin en yaygın nedeni, Hashimoto tiroiditi olarak bilinen otoimmün bozukluktur. 

 

Hamilelik sırasındaki hipotiroidizm, Hashimoto tiroiditinin ilk başlangıç hali olarak veya çeşitli nedenlerden dolayı hipotiroidizmi olan bir kadının yetersiz ilaç alımı veya antitiroid ilaçları alan hipertiroid kadının aşırı ilaç alımı nedeniyle ortaya çıkabilir. Hamile kadınlarda, yaklaşık %2,5 oranında TSH düzeyi 6’dan yüksek, yaklaşık %0,4 oranında ise 10’dan yüksek olabilir.

 

Tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi edilen hipotiroidizm, annede anemi (düşük alyuvar sayısı), miyopati (kas ağrısı, halsizlik), konjestif kalp yetmezliği, preeklampsi, plasenta anormallikleri, düşük doğum ağırlıklı bebekler ve doğum sonu kanama ile ilişkili olabilir. Bu komplikasyonların şiddetli hipotiroidili kadınlarda ortaya çıkması daha olasıdır. Hafif hipotiroidili hamile kadınların çoğu semptomsuzdur veya ortaya çıkan semptomlar hamileliğe bağlanabilir. 

 

Bebekte beyin gelişimi için tiroid hormonu kritik bir önem taşır. Konjenital hipotiroidizm (doğumda tiroid fonksiyonu olmayan) ile doğan çocuklar durumun hemen fark edilmediği ve tedavi edilmediği durumlarda ciddi bilişsel, nörolojik ve gelişimsel anormalliklere sahip olabilir. Bu gelişimsel anormallikler, hipotiroidi doğumdan hemen sonra tanınıp, tedavi edilirse büyük ölçüde önlenebilir. Ülkemizde yeni doğmuş tüm bebekler, konjenital hipotiroidizm için taranır ve böylece en kısa zamanda tiroit hormonu replasman tedavisi ile tedavi edilebilirler.

 

Anneye ait hipotiroidizmin bebeğin beyin gelişimi üzerindeki etkisi açık değildir. Annede tedavi edilmeyen ciddi hipotiroidizm bebekte beyin gelişiminin bozulmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle annede iyot eksikliğine bağlı gelişmiş olan hipotiroidizm varlığında oluşabilir. Ancak son çalışmalar, hamilelik sırasında hafif yetersiz tedavi edilmiş hipotiroidili kadınlardan doğan çocuklarda hafif beyin gelişim anormalliklerin var olabileceğini düşündürmektedir. Şu anda gebelikte tüm kadınları hipotiroidizm taramasıyla ilgili genel bir fikir birliği yoktur. Bununla birlikte, bir kadının hamile olduğu onaylandığında, TSH değerinin kontrol edilmesi önerilmektedir. Bu durum özellikle, tiroid hastalığı riski yüksek olan (hipertiroidizm için daha önce tedavi edilen, aile öyküsünde tiroid hastalığı olan) kadınlarda geçerlidir. Kesin olan, daha önce bilinen hipotiroidizmi olan bir kadına gebeliğin teyit edilmesiyle birlikte TSH testi yapılma gerekliliğidir. Çünkü tiroid hormonu gereksinimleri hamilelik sırasında artar ve sıklıkla levotiroksin dozunu artırma ihtiyacı ortaya çıkar. TSH normal ise, özellikle bir izlem gerekmez. Ancak hipotiroidizm tespit edildiğinde, hamile kadın TSH ve Serbest T4 değerlerini normalleştirmek için levotiroksin ile tedavi edilmelidir.

 

Hamile bir kadındaki hipotiroidizmin tedavisi yani tiroid hormonunun sentetik levotiroksin formunda yerine koyma tedavisi, bir erkek veya hamile olmayan bir kadın ile aynıdır. Gebelikte levotiroksin gereksinimleri sıklıkla arttığı için sıklıkla alınan doz %25 ile %50 arasında arttırılabilir. Hatta bazen levotiroksin dozu iki katına çıkabilir. İdeal olarak, hipotiroid kadınlar, hamile kalmadan önce levotiroksin dozlarını dikkatli bir şekilde düzenlemelidir. Bilinen hipotiroidizmi olan kadınlarda, gebelik tespit edilir edilmez TSH test edilmeli ve ilaç dozları doktorları tarafından ayarlanmalıdır. Bunun için tüm gebelik süresince normal tiroid fonksiyonuna sahip olduğundan emin olmak için tiroid fonksiyon testleri yaklaşık olarak her 6-8 haftada bir kontrol edilmelidir. Levotiroksin dozunda bir değişiklik yapılması gerekiyorsa, tiroid testleri 4 hafta sonra ölçülmelidir. Doğumdan sonra, hipotiroid anne gebelik öncesi levotiroksin dozuna geri dönebilir. Bu arada özellikle demir ve kalsiyum içeren prenatal vitaminlerin, gastrointestinal sistemden tiroit hormonunun emilimini bozabilecek olduğunu bilmek de önemlidir. Levotiroksin ve prenatal vitaminler aynı zamanda alınmamalıdır ve en az 2-3 saat zaman farkı olmalıdır. Levotiroksin (LT4), doğal tiroid hormonunuzla aynı hormon olduğundan, hamilelikte olduğu gibi laktasyon döneminde de güvenle kullanılabilir.

 

NOT: ATA ( American Thyroid Associtation) resmi internet sitesinden alınmıştır.

BİLGİLENDİRMELER-2

MEME KANSERİ HAKKINDA BAZI SAYISAL BİLGİLER

Dünya sağlık örgütü tarafından 2014 yılında yayınlanan ülkemize özgü kanser ölüm oranları bildirisinde görüldüğü gibi kadınlarda, ilk sırada meme kanseri (%15,7) belirtilmiştir. Ayrıca kadınlarda bir yıl içinde gelişen kanserler arasında, meme kanseri yine ilk sırada (15230 kişi/yıl) yer almaktadır.

 

8’de1:Bir kadının tüm hayatı boyunca meme kanserine yakalanma riski 8’de 1’dir. 

 

10’da1:Türkiye’de her 10 kadından 1’i Meme Kanseri riski altında.


%5-10:Meme kanserlerinin yaklaşık %5 ile %10’u genetik eğilimlidir. 


20:Risk belirtisi taşımayan kadınların 20’li ve 30’lu yaşlarında düzenli sağlık kontrolleri sırasında klinik meme kontrolü de yaptırmaları tavsiye edilir. 

 

40:40 yaş ve üzerindeki kadınların ise her yıl mamografi ile meme kontrolü yaptırmaları gerekmektedir. Mamografi bazı kanserleri gösteremese de meme kanserini yakalamada önemli yollardan biridir.

BİLGİLENDİRMELER-3

SAĞLIKLI KADINDA MEME KANSER RİSKİNİN ARAŞTIRILMASI

 

Meme kanseri gelişiminde etkili olan risk faktörlerini şu şekilde kategorize etmek mümkündür:

 

1. Cinsiyet, yaş, ırk

 

2. Doğurganlık öyküsü (ilk adet yaşı, doğum yapma ve sayısı, ilk tam dönem hamilelik yaşı, menapoz yaşı, süt verme süresi, kısırlık tedavisi, düşük yapma, kürtaj)

 

3. Ailesel/genetik faktörler (aile öyküsü, meme kanseri riski ile ilişkili genetik değişiklik)

 

4. Çevresel faktörler (30 yaşından önce göğüs bölgesine alınan radyoterapi, menapoz sonrası hormon tedavisi, doğum kontrol hapı kullanım süresi, alkol kullanımı)

 

5. Diğer faktörler; Kişisel meme kanseri öyküsü, meme biyopsi sayısı (biyopsi bulguları: atipik hiperplazi veya duktal ve lobüler karsinoma in situ),  dens meme yapısı, artmış vücut kitle indeksi-obesite

 

            Ayrıca aşağıdaki kriterleri taşıyan kadınların genetik test yaptırmaları önerilmektedir:

  • Erken yaşta (menapoz öncesi) meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar veya her iki memesinde meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar veya hem meme kanseri hem de yumurtalık kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • Birden fazla 1. derece yakınlarında (anne, kız kardeş ve kız, erkek evlat) erken yaşta meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • 1.derece yakınında her iki memesine de meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • 1. derece erkek yakınında meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • 1.derece yakınında hem meme kanseri hem de yumurtalık kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • Kendisine yumurtalık kanseri ve 1. derece yakınına da yumurtalık veya erken yaşta meme kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • Birden fazla 1. derece yakınına yumurtalık kanseri teşhisi konmuş kadınlar

  • Aile yakınlarında BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonu saptanmış kadınlar

            Risk analizi ve genetik test sonuçlarına göre, olası kanser riskine karşı risk azaltıcı öneriler ve erken tanı yöntemleri sunulur. Bunlar klinik ve radyolojik takip, cerrahi ve farmakolojik profilaksi (ilaçlar ile risk azaltma) şeklinde risk düşürücü öneriler olabilir. Bu konuda en yaygın görüş, meme kanseri için yüksek riske sahip kişilere  yönelik taramaların 25-35 yaş döneminde başlatılmasıdır [1]. Taramaların iyi yönetilmesine rağmen, iki tarama arasında malignite gelişebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır [2]

  1. Cortesi L, Turchetti D, Marchi I, Fracca A, Canossi B, Rachele B, Silvia R, Rita PA, Pietro T, Massimo F: Breast cancer screening in women at increased risk according to different family histories: an update of the Modena Study Group experience. BMC Cancer 2006, 6:210.

  2.  Komenaka IK, Ditkoff BA, Joseph KA, Russo D, Gorroochurn P, Ward M, Horowitz E, El-Tamer MB, Schnabel FR: The development of interval breast malignancies in patients with BRCA mutations. Cancer 2004, 100(10):2079-2083.

ÇALIŞMA SAATLERI

Ptesi-Cuma: 08:30 - 17:30
Ctesi: 09:00 - 14:00

ULAŞIM

Çınarlı mah, 61025 sok, Sunar Nuri Comu İş merkezi , A blok

6. kat No: 34 Seyhan Adana

05355442525, Cep. Tlf: 05326588209

  • facebook
  • instagram
  • linkedin

Ayrıntılarınız başarıyla gönderildi!

bottom of page